Mutlu Çağlar Değil, Mutlu Anlar Vardır. (J.Berger) |
İnsanlar yaşarlar, birer özel nesneymiş gibi ve bu his bu özel olma hissi onlara yaşama arzusu verir. Herkes öyle ya da böyle kendini yaşamın odak noktasına koyar, bu sayede oluşan egolarını ve iradesini tatmin için kedinin ipi takip etmesi gibi kovalar, kovalar, yakalar ve yine kovalar. Arzularının eseri olan insan istedikçe doymaz, doydukça ister ister, ta ki mezara kadar.
Bu insan topluluklarını yöneten insanlar vardır ve bunlar bu kişisel istençlerin arasına kolektif istekleri de sokmak isterler. Kişiselin faydasızlığı ve devamı devletler için bir şey ifade etmez. Ortak olarak yaratılan bu toplumsal istençler, gün gelir bireysellikleri alt eder. İnsanlar kendileri öldükten sonra hiçbir şeye yaramayan bu ölümleriyle pisipisine mezara giderler. Siyasetin maşası ve bazen hiçbir getirisi olmayan bu askeri savaşlarda ölenleri herkes bir sayı olarak ifade eder.
Bu siyasi mekanizmalar halkının toplumunun iyiliği için insan harcarlar ve yine kendi insanlarını harcarlar. O ülke için mutlu bir çağ, başarılı bir dönem yaratmak için. Fakat araçlarının yine insanlar olması çok büyük bir ikilemdir. İyi bir gelecek için o ölen insanların anlarını satan almak çok doğaldır ve bunların çoğu siyasetin cilvesi olarak görülür. Tarih kitaplarında genel akışa bakıldığında neden yapıldığı bile belirsiz bu yüzlercesi kadar geçen başka bir olguya rastlamayız. Kısacası ve özü benden mutlu anlarımı satın alan ve bunun karşılığında hiçbir şey vermeyen savaşta neden öleyim. Neden öldüreyim, ben olmadıktan sonra ne fark eder. Bana mutlu anlarım lazım değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder