4 Ağustos 2011 Perşembe

Fotoğraf-ı Azam İstanbul'da

Dünya’da çekilmiş en iyi portre fotoğrafı hangisidir? Tartışmasız Afgan Kızıdır. Soruyu şu formla da sormak mümkün dünyanın en iyi portre fotoğrafçısı kimdir? Bu isim de hiç tartışmasız Steve McCurry’dir tabi ki.

Steve McCurry ve Ben
Steve fotoğrafta özellikle portre fotoğrafçılığında yeni bir soluk ve sestir. Renkler ve ışık kullanımı kendine hastır. Doğal ışığı büyülü bir şeye çevirir ve onu mükemmel komposizyonu ile tamamlar. İnsana saygılı ve duyarlıdır, bazen izin alarak fotoğraflar o kimseyi bazen tüm çıplak doğallığıyla. Kılık değiştirerek o bölgeye uyum sağlar ve sessiz çalışır, göze batmaz. Gideceği yerin tarihini ve geleneklerine iyi çalışır ve bunlara olabildiğince özen gösterir. Yargılamaz ya da acındırmaz, sadece derin bir hissedişle yansıtır, gözler önüne serer. Dikkat çekmez, olabildiğince göze batmayan küçük ebatta bir makine ve çok az aksesuarla çalışır. Sanatına âşık bir sanatkâr ve -benim deyimimle- fotoğraf-ı azamdır.

Afgan kızını hepimiz biliriz. Bu fotoğrafa bakıpta gözünü hemen ayırabilmek ne mümkün. O gözler, kızgın bakışlı ve korkak gözler, koparılmış isyankar, fakat aynı zamanda yardım dileyen gözler. Saf ve vahşi bir güzellik. Kırmızı bir başörtüsü, yırtık pırtık ama bu vahşi güzelliğe engel değil… Güzellik tanımını yeniden yazdıran bir fotoğraf Afgan kızı. Her fotoğrafçının ilham almak için arada sırada baktığı ve sonra kederlendiği bir fotoğraf. İlham veren ve ilham kıran bir fotoğraf. Portre fotoğrafların “nirvana”sı olan bir fotoğraf Afgan kızı.

Steve McCurry’nin sadece Afgan Kızına sahip olduğunu düşünmeyin. Dünya’nın her köşesinde yakaladığı nice mükemmelleri daha var. Amerika’dan Asya ve Afrika’ya kadar bizleri ihya eden nicelerinin sahibi fotoğraf-ı azam.

Steve National Geographic’in ağır toplarından biri. Zaten Afgan Kızını da bir saha görevi sırasında çekiyor. Afganistan’a gönderildiği 80’li yılların ortalarında Sovyet işgalindeki topraklara vardığında, Afgan halkını yansıtıyor Natıonal Geographic’in sayfalarına. Ezilmiş Afgan kadınının sessiz feryatlarını dile getiriyor, acı çeken ve bıkkın bir halkın sesi oluyor. Riskli ve gelecek vad eden bu görevini “tam anlamıyla” başarıyor Steve. Ardından diğer bir riskli görev olan Kuveyt ‘e gidiyor 1991’de.Tank savaşlarının ve hava da uçan mermilerin arasında inanılmaz fotoğraflar yakalıyor. Onun için özel bir stüdyo hazırlansa bundan daha iyisini yakalayamaz dedirditiyor kimilerine. Bundan sonra da risk içeren görevlerden de uzak kalmıyor tabi. İç çatışmaları ve vahşetleri fotoğraflıyor. Fakat Steve McCurry sessiz sedasız ve dingin görevlerde de fevkaladeleşiyor. Zaten en sert ortamlarda bile dingin fotoğraflar yaratan bu sanatkâr, dinginlik, sessizlik ve öz bir hissedişle harmanladığı sokak ve yaşam fotoğraflarıyla harikalar yaratıyor.”Dünya böyle bir yer miydi?” sorusunu zihinlerde belirginleştirir her karesiyle.

Dün sergisi açıldı İstanbul Modern’de. Kodak ürettiği son Kodachrome filmi McCurry’e vermiş ve o da bundan bir sergi gerçekleştiriyor. Düşünün bir, sadece son 36 kare ve çektiğiniz herkes için tek bir kare hakkına sahipsiniz.(Birkaç ismin birkaç fotoğrafı da var.) Çok ince ve stresli anlar yaşamış olmalı fotoğraf-ı azam. McCurry kendisi için önemli olan insanları ya da başka bir ifadeyle çekmekten keyif alacağı yüzleri fotoğraflamış.36 karede ünlü isimler da var. Bir kabilenin üyesi olan “dışarıdan” alelade olarak nitelendirebileceğimiz bir insanda ya da yerdeki bir grafiti de. Çektiklerini not almıştım çalakalem. Şöyleydi:

1-Robert De Niro  (Başka bir üstadı fotoğraflamış Steve, Üç fotoğrafı vardı sergide De Niro’nun.)
4-Amir Khan (Bollywood büyük yönetmeni ve oyuncusu)
5-Dhavari’nin en büyük çayhanesi
6-Hindistan’ın İleri Gelenlerinin ve Tanrılarının Heykellerinin Üretildiği Bir Atölye
7-Shenaz Treasurywala (Ünlü Bollywood oyuncusu)
8-Nandita Das (Bollywood’un güzel oyuncusu)
9-Shekhar Kapur (Bollywood oyuncusu.)
10-Amitabh Bachchan
11-Rabari Kabilesinin Yaşlısı 1 (Hindistan)
12-Rabari Kabilesinin Yaşlısı 2 (Sergideki en güzel fotoğraflardan biriydi.)
13-Rabarili Kadın(Tanıtımda kullanılan güzel Rabari kadını, serginin gözbebeği)
14-Rabarili Kadın 1
15-Rabarili Kadın 2
16-Rabari Kızı
17-Rabari Kabilesinden Gezgin Büyücü.(Gözler enfesti.)
18-Rabari Kabilesinden Gezgin Büyücü 2
19-Rabari Kadını
20-Rabari Çocuğu
21-Ara Güler (Üstadın fotoğrafı da çok karakteristik işlenmiş.)
22-New York’un 7. Caddesinden Bir Sokak Sanatı
23-Grand Central Station (USA, Anlatılmaz izlenir bir fotoğraf)
24-Washington Square Park’ta Kitap Okuyan Bir Kadın
25-Washington Square Park’ta Bir Sokak Sanatçısı
26-Elliot Erwitt (Magnum’un Ağır Toplarından )
27-Steve McCurry (Kendisini çektirmiş galiba ya da tripod da kullanmış olabilir.)
28-Mahatma Gandhi Heykeli
29-Stephan Colbert Söyleşisini Dinlerken (Kansas, USA)
30-Sabah 5.45’te Bir Adam Parsons’taki Toplum Merkezinde Uyurken
31-Son Kare de Son Kodachrome’un Yıkandığı Yer Olan Kansas’tan

(Sayıyı tam tutturamadım çünkü bazı isimlerin bir-iki fotoğrafı var, fakat genel itibariyle fotoğraflanan konu ve insanlar bu kadar.)

Ben 3 Ağustos’ta gittim sergiye açılış gününde ve Steve McCurry’de oradaydı. Röportajlar bittikten sonra yanına yaklaştım ve tebrik ettim,  kendisinin Türkiye’de de tanındığını ve takip edildiğini söyledim. İlgili, kibar ve sevecen bir edayla tebriklerimi kabul etti.  Adamcağızın çevresi sergiye gelen insanlar sardı daha sonra, biz iyi ki, erken gitmişiz oraya da bir efsanenin sesini duyabildik.  İnanın başka hangi isimle karşılasam böyle heyecanlanırım bilmiyorum. Efsane bir isimle birkaç dakika geçirmek gerçekten keyif vericiydi.

Sergi yazının başında da belirttiğim İstanbul Modern alt katta, hiç gezilmeyen bir fotoğraf sergisinin hemen bitişiğinde.  Az kalsın unutuyordum fotoğrafları Nikon F6 ile 35 mm sabit odaklı Nikkor lensle çekmiş.  Sergi de o da sergileniyor. Eylül başına kadar açık sergi, Steve McCurry orada mıdır hala zannetmiyorum ama gitmekte fayda var erkenden bilginize sunulur. Ne olur ne olmaz.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder