28 Kasım 2010 Pazar

Yaşlı, Siyahi Kral

Bu aktör hakkında yazı yazmaktan bile zevk almak, işte bu mükemmel bir şey. Oyunculukta gösterişsiz oynamak ya da nasıl derler, oynamadan oynamak, ona özgü bir şey olsa gerek. Tebessümü, gülüşü, arada bir kalınlaşan ve yer yer incelen ses tonu, uzun siyah parmakları bana tarif et deseler, böyle tarif ederdim üstadı.

Bahsettiğim kişiyi tanımış olmalısınız.(Eh, tanıyın bir zahmet sol köşede "kabak" gibi fotoğrafı var.) Morgan Freeman, Hollywood gibi kimilerinin tek düzeleştiği bir platformda kendisi olmayı bildi. Onun oyunculuğu sadece ben de mi bilinmez, kişide bir sükûnet ve rahatlama hissi uyandırır.Dingin ve genel anlamda içine kapanık rolleri kabul etmesinde de bu bilinç olmalı herhalde.Bu tarz roller için biçilmiş kaftandır Morgan Freeman.Mayfa filmleri için Robert De Niro neyse, Freeman da bu rollerin De Nirosudur.Mesela Driving Miss Daisy filminde Hoke adlı zenci taksi şoförünü, ondan daha iyi kimse oynayamazdı bu anlamda.Ben o rolde De Niro'yu düşünemiyorum.Onu da oynardı ama Morgan'ın yanında "o bile" sönük kalırdı. Laf arasında ben bir oyuncunun sinemadaki konumunu anlamak için onun oynadığı rolleri başka birinin de onun kadar iyi oynayıp oynamayacağına bakarım. Morgan’ın yaptığı hiçbir rol başka biriyle asla doldurulamaz, bu Robert De Niro bile olsa.



The Shawshank Redemption,Driving Miss Daisy
Seven
Morgan Freeman şöhrete yaşlı 
denebilecek bir yaşta kavuştu. İlk sanat yaşamı başlangıcı 60’lı yılların başlarına rastlamasına rağmen tanınması ve kabul edilen bir aktör olması 80’li yılların sonlarını buldu. 89’da Driving Miss Daisy’le yaptığı yükselişi 92’de bence çekilmiş en iyi western filmi Unforgiven izler ki, bu filmde canlandırdığı zenci kovboy karakteri bile bu çıkışı yapmasında yeterli olurdu. Daha sonra öyle bir film ki, benim repliklerini ezberlediğim, IMDB’de ve bazı sinema eleştirmenlerince en iyi film olarak kabul edilen The Shawshank Redemption’daki zenci mahkûm Red rolü ona ün kapısının altın anahtarını hediye etti. Kim unutabilir ağacın altında Andy’nin bıraktığı kutuyu açarken ki ürkek ve o tatmin edici rolünü, kim unutabilir, Andy’nin kaçtığı gece arka plandaki dışarıdan gelen, tedirgin ses tonunu ve hücresinde kan ter içerisinde  bekleyişini. Tek kelimeyle Red olan bir oyuncuydu o.Rolle bütünleşmek bir olmak işte bu dedirtmek, Freeman bunu bu filmde son haddinde yaptı. Bu yükselişe bir kat daha kremşanti döken Seven filmine değinmeden geçemeyeceğim. Buradaki Dedektif William Somerset rolü Red karakterinden hiçbir iz taşımıyordu. Başlı başına çok özgündü. Dedektif rolünü oyunculuğun ince köprüsünde tam dengede durarak mükemmel oynadı. Amistad’ta diğer bir mükemmel aktör Antony Hopkins ile çok iyi bir iş daha çıkardı. Sonra onun için sular biraz duruldu. Fakat orta seviye filmlerde oyunculuğuyla ön plana çıkarmayı bildi. Belki bunu kendini ispat etmek için de yapmış olabilir.’İyi bir film değildi ama Morgan yine harikaydı.’dedirtmek için oynamış olabilir bu filmlerde. Seneler sonra 2000’li yılların ortalarında öyle iyi iki-üç filmi var ki gerek konusuyla gerek yönetmeniyle çok iyi yapımlar. Bunlardan ilki Million Dolary Baby. Hayata küsmüş, eski şampiyon, zenci boksör Eddie rolünü Oscar’la taçlandırarak harika canlandırdı. Bu filmi ardından Danny The Dog’daki kör zenci piyanist rolü takip eder. Mükemmel sözcüğünü kullanmaktan bıktım, başka bir sözcük lazım bu rol başarısı için, ha! Buldum, şahane. Affınıza sığınarak bir film daha eklemek istiyorum. Bunu eklemezsem üstada saygısızlık olur. 10 Items or Less filmindeki zenci aktör rolü. Bu film fazla beğenilmedi çok bilen eleştirmenlerce ama bana çok şey anlattı. Film Morgan’ı anlatıyordu aslında. Bu otobiyografik gerçeği belki ben de kurgulamış olabilirim ama öyleydi.10 Parça ya da Daha az bana iletişim üzerine çok şey öğretti. Sonra üşünmezsem üzerine bir yazı karalayabilirim. Son yapımlarından The Bucket List, The Dark Knight, Maiden Heist filmleride zenci, yaşlı sinema kralının tacına takılan yeni zümrütlerdi.


Million Dolary Baby
Hobi olarak pilotluk yapan Freeman, ırkçılığa ve ötekileştirmeye karşıdır. Martin Luther King’in sıkı bir savunucusu olmasının yanı sıra, savaş karşıtı ve hümanisttir. Gönül ister ki bir gün otobiyografisini kaleme alsın.

Morgan Freeman bugün 73 yaşında,2008’de geçirdiği trafik kazası ardından sinemaya dört elle sarılmaya devam ediyor. Ümit ediyorum ve iyi filmlerini sabırsızlıkla, sağlıklar dileyerek bekliyorum.

                                            Red'in Tahliye Sahnesi




                                                            











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder