6 Aralık 2017 Çarşamba

Ölüyü dirilten Battlefield 1

Bilgisayar oyunları oldum olası severim. Ne bileyim bir tür empati kurmama imkan veren oyun dünyası, çoğu zaman sinemadan daha çok çeker beni kendine.

Ancak yaşım ilerledikçe (Henüz 26’yım ama 19’ göre yaşlı) eski tat kalmaz oldu. Sanki her oyun aynı gibi gelmeye başladı. Uzun saatler başından kalkmayacağım oyunlardan yarım saatte sıkılır oldum.

Kendimi ‘yaşlandım mı’ diye sorgularken, aslında durumun pek de benle ilgili olmadığımı anlamamı sağlaya ‘bir’ oyuna sardım. Battlefield 1.

Oyunu açar açmaz, kendimi ortaokul yıllarımda Call of Duty 2 oynuyormuş gibi hissettim. Savaş
hissi, atmosfer, askerlerin çığlıkları, karmaşa ve strateji... Battlefield 1 ölü zihnimi birkaç dakika içinde canlandırmayı başardı. Yarım saatte FPS’lerden sıkılan ben 3-4 saat aralıksız başından kalkamadım BF 1’in.

ASTMOSFER ŞAHANE
Peki, Battlefield 1’de beni ne çekti bu kadar? Başta atmosfer. Bireysel modern savaşları konu alan FPS’ler bir şekilde geniş çatışma alanları sunsa da, siper savaşlarının ruhunu vermekten çok uzak. BF 1 bunu çok iyi yapıyor. Siperden sipere koşarken, askerlerin motivasyon çağrıları,  patlayan bombalar, seken mermiler, çamur, başınızın üstünden geçen şarapnel parçaları... Her şey savaş ruhunu yansıtıyor. Müthiş bir geri dönüş.

DEDELERİMİZİN HİKAYELERİ
İkincisi FPS’lerdeki modern savaş hikayeleri uyduruk. Yaşanmışlığı yok. Rusya-ABD; ABD -Çin; Kuzey Kore-ABD arasındaki muhtemel çatışmalar. Olabilecek ama henüz yaşanmamış olaylar; hali hazırda yaşananların karşısında değersiz. Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı’nın da katıldığı milyonlarca insanın hayatını değiştirmiş, nice hikayelere konu olmuş destansı muharebeler silsesi. Bu nedenle dedelerimizin hikayelerini tecrübe etmek bir başka.

TÜRKÇE DUYMAK GÜZEL
Üçüncüsü BF 1’de Osmanlı Devleti de var. Hem de iyi ayrı bölümde. Her ne kadar yaşananların yanında, sunulan iki hikaye sönük kalsa da, bunları oynamak ve  savaş esnasında başarıyla seslendirilmiş ana dilimizdeki konuşmaları duymak farklı bir haz.

SAVAŞIN ÇAMURU SENİN DE ELLERİNDE
Dördüncüsü, oyun grafikler beni oyunlara asıl bağlayan  en önemli kriterlerden biri. Gerçekçi fizik
motoru da işin içindeyse tadından yenmez. Battlefield grafik yönünden tek kelimeyle mükemmel. Özellikle çamur bu kadar ayrıntılı başka hangi oyunda yer almıştır bilmiyorum. Şavaşın bulaşık çamurunu gerçekten hissettim.

AKICI OYNAYIŞ, DAHA FAZLA KEYİF
Beşincisi BF 1’de, BF 4 ve BF 3’e göre daha akıcı bir oynayış var. (BF 2 bu ikisine göre bana daha akıcı gelmişti.) Kendinizi elinizdeki silaha bir şekilde daha hakim hissediyorsunuz. Hareketler daha seri ve hareket sonrasında silahla nişan almak çok daha kolay, ayrıca keyifli.

MULTİ’DE DEVRİM
Son olarak multiplayerda operasyon görevleri, ayrı birer single tadında. BF’nin diğer serilerinde olmadığı gibi  kimin nerden çıkacağı belli. Düşman karşıda, bunu biliyorsunuz. Ayrıca bölgeleri ele geçirmek için işbirliğine dayalı oynayış sistemi de size bir amaç etrafında birleşen bir bölükteymiş hissi veriyor. Hücum!

BF 1 her yönüyle oyun dünyasında ilgimi kaybetmeye başladığım FPS dünyasında yeniden sıcak bakmamı sağladı. Birçok oyuncunun bu ifadeyle hislerini anlattığımı düşüniyorum. Rakiplerine göre uygun fiyat, başarılı server yapısı ve neredeyse hatasız multiplayer deneyimiyle BF 1 unutulmazlarım arasına girdi.

İyi oynadığım bir gün gameplayde ekleyeceğim buraya. Şu ana kadar 5'incilikten yukarı çıkamadım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder