Demokrasi bilincinin kimileri tarafından 21.yy başlarında “tam anlamıyla” ile sindirilebilmeye başlaması, o kimileri ve bu ülke için çok mutluluk verici bir ilerleme.
Artık CHP demokrasinin darbelerle veya sandık dışı düzenlemelerle sağlanamayacağının farkına vardı.Elinden kaçırdığı iktidarlarda, artık statükonun gelişimine ve müdahalesine çanak tutmayacak.
Darbelerin Türkiye Cumhuriyeti’nin ayrılmaz bir parçası olduğu görüşünden sıyrılıyor. Artık sandığa çağırıyor.Darbe yerine halka yüzüne dönmeye başlıyor. Bunda iyi de ediyor.
Bir minnet göstergesi olarak içerdeki paşalara ya da gazetecilere yaranmaya çalışmasa ve artık bunlardan tam anlamıyla sıyrılabilse, ya da daha doğrusu kemikleşmiş seçmenini biraz daha göz ardı edebilse ve de bunu “rol” yapmadan gerçekleştirebilse çok daha iyi sonuçlar doğuracak bu Türkiye demokrasisi için.
Ha bir de unutmadan ülkeye sahip parti imajından da ve o “kibir”den de biran önce sıyrılması lazım bu beylerin. Evet, "bizkurdukçuluk" oynamaktan vazgeçmekten bahsediyorum.
Mehmet Barlas’ın birkaç yazısında da özelikle üzerinde durduğu gibi, “toplum mühendisi” anlayışından da kurtulup, “değişim mühendisi anlayışına geçilmeliler. Çünkü artık 1930’lu yıllarda yaşamıyoruz. Keskin, şemalanmış fikirlere saplanıp kalmaktan da kurtulmalılar “doğal” olarak.
İnkılâpçılık olan o oklardan birine “gerçek anlamda” sarılmalılar, sığınmamalılar.(Kelimenin anlamını idrak etmeye başlamalılar.) Örnekler düzinelerce artırılabilir. Sonuçta demek istediğim şu, yeni kurulan kurallara inanarak oynamalılar. Hepsi bu kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder