6 Mayıs 2012 Pazar

Bir Gece Yarısı Sabahattin Aliyi Hayal Etmek


Bu sarışın, hafifçe tombul adamı Konya’nın uçsuz bucaksız sarı, kurak ovalarında, sanki başkaca bir renk hatta ton yokmuş gibi aynı rengi alarak yerden yükselen toz bulutundan sakınmak için cebinden çıkardığı mendilini yüzüne siper ederken ya da Sinop’un yürekleri kedere boğan sisli gökyüzünde uçan hür martıları, yuvarlak çerçevesiz gözlüğünden yansıyarak, piposunu ciğerlerine çeke çeke taş mahpushane duvarlarının ardından izleyen bu kalbi hayal ediyorum. Sonra Kaz dağlarında hararetlendiğinde ceketini sol koluna alan ve sağ eline yerden bulduğu uzunca bir dalı değnek yaparak, tenha dağ yollarında yavaş fakat emin adımlarla meskenini aşındıran bu adamı onu gözden kaybolana dek izliyorum. Ardından Berlin’in yağmurlu, soğuk ve kasvetli, kâh aydınlık kâh karanlık sokaklarında gri, uzun paltosuna sarılmış dolaştıktan sonra, buğulanmış gözlükleriyle, Goethe ya da Schiller’in bir kitabını almak hasebiyle, tatlı bir heyecan içerisinde çamurlanmış, küçük ayakkabılarını silerek kitapçısına giren bu meraklı adamı tahayyül ediyorum. Muhayyilem bir an bulanıyor ve bir an çok kısa bir an boş kalan yeri Karanfil sokağındaki şirin evlerinde kızını kucağına alarak ona hikâyeler okuyan bu adamın, o sevecen babanın gök mavisi gözlerindeki tahassüsüsün sevecenliği kaplıyor. Fakat bu epey kısa sürüyor, duygularım o imajı aklıma getirerek tüm keyfimi ürkütüyor. Ah, hatırlamasaydım, keşke sonunu bilmiyor olsaydım diyorum. Zihnimi kaçmak için ne kadar ikna etmeye çalışsamda perdenin arasından iğrenç suretini gösteren bir imge tüm bunların üzerine ite kaka, kirli elleriyle çıkarak bu tatlı hayallerden zoraki koparıp atıyor beni. Istıranca dağlarında, güneşli bir nisan sabahı yeni yeşillenen otları mide bulandırıcı bir tezatla kızıla boyarak akan koyu kırmızı kanının üzerinde yüzükoyun uzanmış bu adamın vaziyetinin ve ölmeden az önce elinden düşerek ölü bedenin yanında onu taklit etmek istercesine uzanan siyah deri çantanın suretinin, bir an bile olsa, bir miligram bile olsa zihnime zehrini zerk etmesini istemiyorum. Kaçıyorum, faydası dokunmuyor, yakamdan yakalayarak buyurgan emirleriyle muhayyelimin tüm sınırlarını arsızca ve benden hür olarak işgal ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder