Bu sarışın, hafifçe tombul adamı Konya’nın
uçsuz bucaksız sarı, kurak ovalarında, sanki başkaca bir renk hatta ton yokmuş
gibi aynı rengi alarak yerden yükselen toz bulutundan sakınmak için cebinden
çıkardığı mendilini yüzüne siper ederken ya da Sinop’un yürekleri kedere boğan
sisli gökyüzünde uçan hür martıları, yuvarlak çerçevesiz gözlüğünden
yansıyarak, piposunu ciğerlerine çeke çeke taş mahpushane duvarlarının ardından
izleyen bu kalbi hayal ediyorum. Sonra Kaz dağlarında hararetlendiğinde
ceketini sol koluna alan ve sağ eline yerden bulduğu uzunca bir dalı değnek
yaparak, tenha dağ yollarında yavaş fakat emin adımlarla meskenini aşındıran bu
adamı onu gözden kaybolana dek izliyorum. Ardından Berlin’in yağmurlu, soğuk ve
kasvetli, kâh aydınlık kâh karanlık sokaklarında gri, uzun paltosuna sarılmış
dolaştıktan sonra, buğulanmış gözlükleriyle, Goethe ya da Schiller’in bir
kitabını almak hasebiyle, tatlı bir heyecan içerisinde çamurlanmış, küçük
ayakkabılarını silerek kitapçısına giren bu meraklı adamı tahayyül ediyorum.
Muhayyilem bir an bulanıyor ve bir an çok kısa bir an boş kalan yeri Karanfil
sokağındaki şirin evlerinde kızını kucağına alarak ona hikâyeler okuyan bu
adamın, o sevecen babanın gök mavisi gözlerindeki tahassüsüsün sevecenliği
kaplıyor. Fakat bu epey kısa sürüyor, duygularım o imajı aklıma getirerek tüm
keyfimi ürkütüyor. Ah, hatırlamasaydım, keşke sonunu bilmiyor olsaydım diyorum.
Zihnimi kaçmak için ne kadar ikna etmeye çalışsamda perdenin arasından iğrenç
suretini gösteren bir imge tüm bunların üzerine ite kaka, kirli elleriyle
çıkarak bu tatlı hayallerden zoraki koparıp atıyor beni. Istıranca dağlarında,
güneşli bir nisan sabahı yeni yeşillenen otları mide bulandırıcı bir tezatla
kızıla boyarak akan koyu kırmızı kanının üzerinde yüzükoyun uzanmış bu adamın
vaziyetinin ve ölmeden az önce elinden düşerek ölü bedenin yanında onu taklit
etmek istercesine uzanan siyah deri çantanın suretinin, bir an bile olsa, bir
miligram bile olsa zihnime zehrini zerk etmesini istemiyorum. Kaçıyorum,
faydası dokunmuyor, yakamdan yakalayarak buyurgan emirleriyle muhayyelimin tüm
sınırlarını arsızca ve benden hür olarak işgal ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder