19 Ocak 2013 Cumartesi

Güneş Gözlüğü Takmak


Yıllardır anlamadığım bir şey şu cenazelerde güneş gözlüğü takmak. Cenazede ağlayan gözlerini insan neden gizlemek istesin ki, ne kadar doğal bir hal bu hâlbuki. Güneş gözlüğü ardına sığınan ağlamaktan şişmiş gözleri güneş gözlüğü ile saklama fikri, aslında kişinin pekte üzülmediğini gösterir. Mesela çok üzüldüğünüz bir olayla karşı karşıya kaldığınız bir gününüzü anımsayın, dünyayı unuttuğunuzu, zamanın bile farklı aktığını hatırlayacaksınız... Yoğun duygularınız sizi hayattan koparır atar. Bu yüzden şişmiş gözlerini, solgun yüzünü dert etmezsiniz, bunu aklınızdan dahi geçirmezsiniz. Güneş gözlüğü takanlar rol yaptığının anlaşılmamasını isteyen “üzgün kimseler” olacaktır böyle bir vaziyette.

Bugün Birand’ın Kanal D binasının önünde düzenlenen cenaze merasimi fotoğraflarına baktım. Güneş gözlüğü takanlar vardı. Ama bir fotoğraf vardı ki dünyadan kopmuş katıksız acının, nasıl görünüyorum takıntısından uzak, saf bir acının vesikasıydı bu fotoğraf. Sadece acısıyla baş başa kalan insanının bu yoğunlukla her türlü sosyal baskıdan sıyrılmasının resmiydi.

Bu nedenle acının yüksek dozda etki ettiği zihinler evden çıkarken güneş gözlüğünü yanına almaz, alamaz. Çünkü o kendini bile unutmuştur o anlarda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder