Size
sorsalar bir insanın yapabileceği en zor iş ne deseler, düşünebilmeyi ilk
sıraya kaç kişi koyardı. Dikkat edilirse “düşünmek” demiyorum, bir kabiliyet
olarak “düşünebilmek” eylemini seçiyorum. Bu o kadar zor bir şey ki, vücut
enerjimizden en büyük payı alan beynimizi gerçekten kullanabilmek çok ama çok
az kişinin üstesinden gelebildiği bir hal.
İnsanlığın
büyük çoğunluğu gündelik hayatında düşündüğünü zannederek yaşıyor; Akşam ne
yemek yapayım? Bugün eve nasıl döneyim? Mesainin bitmesine kaç saat kaldı?
Neriman acaba benim altımı mı kazıyor? Bu akşam eve geç dönersem ne olur? Yarın
hastaneye erkenden mi gitmeli? Necip bey terfi mi almış? Bunu yazarsam bir
sıkıntı olur mu? Şu son ihaleyi de bize verirler mi? vs. (Düşünmek eylemini sınırı ne kadar sığ ve geçici, zamana odaklı, çıkarcı, bencil. Ya da düşünmek midir tüm bu misaller. Gündelik hayatın tuzağı mı yoksa?)
Düşünmek o
kadar güç ki, kendi kendimizi düşündüğümüzü sanarak tatmin ediyoruz genellikle.
Kimimiz bundan uzaklara kaçıyor, başka şeylere sığınıyor, kendini uyuşturuyor.
Kimimiz bol bol okuyor, düşünmekten ürkerek kaçtığı için bir başkasına
sığınıyor, kapısında dileniyor, kendini başkasının kollarına atıyor. Kimimiz
hayata bırakıyoruz her şeyi, bir bilinmezlik ve umursamazlık, evreni yaratıyoruz. Kimimiz okula
gidiyor, ders dinliyor, düşündüğünü
zannetmek için ya da bazen bazı özel anlarda sınavdan iyi bir not almak için
düşünmeyi deniyor, ama kendine yeteceği kadar, çoğunluğu ezberliyor, sınavdan
sonra iyi bir not alışmışsa tatmin oluyor, bana bu kadarı kâfi diyor, çıkarı
için öğrendiği çıkarına olan durumu bertaraf ettikten sonra zihninden uçup
gidiyor.
Düşünmek o
kadar zor ki, işte bu yüzden ezelden bugüne sadece birkaç yüz kişi ebedi
kalabiliyor. Bu ıstıraba dayanabilecek bedenler sağ çıkabiliyor bu savaştan. Bu
o kadar zor bir erdem ki, baş ağrısı, sonuçsuzluk duygusu, yetersizlik açısı
veriyor. Sonunda vaat ettiği bir fikir, somut olmayan zihinde şekillenmiş soyut
bir fikir. Ödül sadece fikir. Fakat “fikir” insanı insan eden şey aslında. Başka
bir canlıda olmayan, insan hariç tüm canlılardan azade bir şey işte bu fikir.
Demek ki
insan “düşünebilen” bir canlıysa, fabrikada seri halde üretilmiş ama kenarda
bekleyen otomobiller gibiyiz. Yetenek bireyden bireye değişken olsa da standart
fakat cesaret çok azımızda mevcut.
Ben de yok mesela.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder