10 Nisan 2011 Pazar

Bir Kitap Lazım

Bir kitap lazım Tarih’e girizgâh için
Bir kitap lazım, biraz ısınmak için
Bir kitap lazım, perdeyi aralamak için
Bir kitap lazım, geriye dönüp bakmak için
Bir kitap lazım, hikâyeyi duymak için
Bir okur lazım, bu hikâyeyi anlamlandırmak için
İnsanın Hikâyesi lazım tüm bunlar için

Nefret etmişimdir, o ortaokuldaki Tarih zırvası kitaplardan. Madde madde, düzensiz, taraflı ve göze iğrenç görünen baskıları olan bu Tarih-karşıtı kitaplar, aslında tarih biliminin faili meçhul katilleridir.

Tarih, seven için vazgeçilmez romantik, sevmeyen içinse bir o kadar da ormantik bir dal. Türkiye nedense biraz fazlaca ormantik bakanlarla dolu ne yazık ki, bunun asıl sebebi az önce de değindiğim gibi ortaokul ve “lanet” lise tarih eğitimidir. Bizimkilerin görevi nefret ettirmek, öğretmek değil maalesef. Hatırlarsanız sorarlar okullarda:”Küçük Kaynarca ne zaman yapılmıştır?”Soruyu soranın bile niçin sorduğunu bilmediği soruya bizim genç nesil nasıl bir cevap versin yavrucak. Adolf Hitler’in(Hayır Nasyonal Sosyalist değilim, ama bu konuda kesinlikle haklı) Kavgam adlı ünlü eserinde de dile getirdiği gibi, tarih öğreniminin amacı tarih, vakit, saat öğretmek değil, sonuç ve kültür aşılamak olmalıdır. Küçük Kaynarca’nın tarihi yerine bunun sonuçlarının Rus ve Osmanlı toplumları üzerindeki etkileri ve bu etkilerin kültürel ve siyasi bazda sonuçları irdelenmelidir. Bu çok daha hayırlı olur onun salt miladi takviminin bilinmesinden.(Küçük Kaynarca bu arada 1774 olması lazım.)

Tarih bilimi, öyle bir bilim dalı ki, onu öğrenen için başka başka kapılar açıyor ve içeri buyur ediyor. Mesela Viyana Kuşatması’nı inceleyen biri bunun Avusturyalı bestekârlar üzerindeki etkisinin kapı anahtarını edinerek, Batı Klasik Müziği hakkında bilgi edinebilir. Mesela Ming hanedanlığı dönemini inceleyen, araştıran biri, pek tabi bu dönemde yapılan saraylardaki mimari anlayışları da bilgi belleğine nakşedebilir. Tarih çok geniş bir yelpazede bize insanın hikâyesini sunar.

Bu yazıyı kaleme almaktaki amacım bir tarih kitabını tanıtmaktı. Fakat biraz galeyana geldim ve konumdan saptım. Evet, Taş Devrinden Bugüne Tarihimiz: İnsanın Hikâyesi tadından yenmez bir kitap. Hani yeni başlayanlar için diye bir bölüm vardır ya hobi kitaplarında, işte bu kitapta tam öyle bir eser. James C. Davis 478 sayfa da İnsanın tarihi yolculuğunu, mükemmel doyurucu bir şekilde 24 bölümde anlatmış. Taş Devrinden başlıyor ve günümüzde sonlandırıyor. Dili akıcı ve kolay anlaşılır.(Genelde pek rastlanmayan bir durum bu)Tarihi olayları ve olguları hiç sıkmadan, sanki sohbet ediyormuş gibi, ayrıntılara da tam tadında değinerek kaleme almış. Yazar olayların kuşbakışı görünüşlerini okuyucuya sunarak ilerisi için genel bir tasvir çizmeyi amaçlamış, bunu okuyucuya sunmayı da çok iyi bilmiş açıkçası.

Kitapta Türkler ve Osmanlı üzerine çok az değinilmiş ve geri plana itilmiş. Avrupa merkezli bir tarih anlayışıyla yazıldığı su götürmez bir gerçek. Bu yüzden bu açıdan bakarak okumakta da fayda var denebilir. Bu eksiğini ve biraz da nesnel yoksunluğunu göz ardı edip yine de bu konuda okunabilecek en güzel eser. Ne olursa olsun, kendi tarihi çerçevemizden dışarı çıkıp, genel bir tasvirle buluşmak çok büyük önem arz ediyor.(Ne yazık ki bizim tarih eğitimimiz bundan son derece uzak şu anda.)Dünyada sadece Osmanlı olmadı, sadece Türkler olmadı, tek medeniyet biz değiliz. Bu bilinçle ele alınması gereken bir eser olduğunu bir kez daha hatırlatayım.

10.000 yılcık İnsanlık Tarihini mükemmel organize ederek 24 bölümde anlatabilen James C. Davis’i naçizane kutlarım. Bu bölümlendirmeyi o kadar mükemmel yapmış ki, elbise tam üzerine oturmuş kitabın. Bölümlere gelince şöyle:

1-Yeryüzünü Dolduruyoruz.
2-Irmak Boylarında Toplanıyoruz.
3-Göçerler Yerleşiyor.
4-Eski Çağın İki Kenti Farklı Yollar İzliyor.
5-Çin’in Binlerce Yıllık Serüveni Başlıyor.
6-Kimileriz Cihana Hükmetmeye Girişiyor.
7-Tüm Dünyayı Saran İnançlar Edindik
8-Avrupa Büyük Rolüne Hazırlanıyor.
9-Birbirimizi Buluyoruz.
10-Eski Dünya Yeni Dünya’yı Ele Geçiyor.
11-Açlıktan, Savaştan ve Vebadan Kırılıyoruz.
12-Kim Olduğumuzu ve Nerede Yaşadığımızı Fark Ediyoruz.
13-Her Yerde Egemenlik Halkın
14-Daha Fazla Üretiyoruz ve Daha İyi Yaşıyoruz.
15-Zenginler Yoksulları Avuçlarının İçine Alıyor.
16-Çoğalıyoruz ve Dünya’yı Küçültüyoruz
17-Savaşı Bitirmek İçin Savaşıyoruz.
18-Mükemmel Toplum Düşü Karabasana Dönüşüyor.
19-Führer Üstün Bir Irk Yaratmaya Çalışıyor.
20-Daha Büyük, Daha Acımasız Bir Savaş Başlatıyoruz.
21-Asya’nın Devleri Yoksullarını Doyurmaya Çalışıyor.
22-Bazılarımız Zengin Oluyor.
23-Uçurumun Kıyısında Yürüyoruz.
24-İnanılmaz Şeyler Yapıyoruz.



İşte böyle bir bölümlemeyle kitap düzenlenmiş ve sunulmuş. James C. Davis’e gelince, Amerikalı ve 
Pennsylvania Üniversitesi’nde 1960-1994 yılları arasında ders vermiş. Modern Avrupa Tarihi ve özellikle de Venedik Tarihi üzerinde uzman. Tarihçiler için genellikle uzmanlık kitapları kaleme alan yazar, bu son kitabında “tarihi uzman olmayanlara kolay anlaşılır olarak aktarma deneyiminin somut ürünü” olarak tanımladığı felsefesiyle mükemmel bir eser sunmuş. Eline sağlık, darısı bizimkilerin başına
.
Çevirmen Barış Bıçakçıyı da mükemmel cümle kurumları ve çevirisi için kutlarım.

1 yorum:

  1. Yazını az önce okudum Önder. Tebrik ederim. Daha önce okumuş olsaydım bugün derste referans olarak kullanırdım. Görüşmek üzere.

    YanıtlaSil