6 Nisan 2011 Çarşamba

Richard Clayderman



Geceleri bana yarenlik eden, eşsiz piyano ezgileri, kulağımda kulaklığım, uykum daha gelmemişken ona yavaşça eşlik ederim, parmaklarım havada sanki piyona çalıyormuşçasına savrulur. Sonra yavaşça uykum gelir, bilmem nerde başka başka hayallerde yüzerim, içime bir umut dolar, sanki yatakta değilmişim de, Himalaya Dağlarının eteğindeymişim, sanki odamda değilmişim de, bulutların arasından sızan gün ışığının içine yolculuk ediyormuşum gibi, ben o anda ne ben olurum, ne de başka bir şey… Ah! Şu ezgiler, inişler çıkışlar, duygularıma dikte eden armoniler, Ah! Clayderman. Ah! Eşsiz Piyanonun, eşsiz üstadı.

Ansiklopedik bilgilere fazlaca girmek istemiyorum. Gözlerimi duygu yoğunluğuyla yaşartabilen eşsiz parmakların sahibi, Richard Clayderman’ı kuru bilgilere sığdırmak, sıkıştırmak istemiyorum. Fakat tanımayanlar için kısaca bir değineceğim. Richard 28 Aralık 1953 günü Paris’te doğar. Babası da bir piyano eğitmenidir ve küçük yaştan itibaren dersler almaya başlar. On iki yaşında Paris Konservatuarı
Müzik Bölümü girer. Fakat babası aniden hastalanır ve hayatını idame ettirmek için banka memuru olarak çalışmaya başlar. Çok geçmez, kapı kapıyı açar, Ballade Pour Adelina adlı eseriyle dünyayı kasıp kavurur.38 ülkede 22 milyon adet satar. Clayderman için bu daha başlangıçtır. İlerleyen kariyerinde 90 milyon satış rakımına, 267 altın 70 platin plak ödülünün de sahibi olacaktır. Şu anda sakin ve melankolik Normandiya kıyılarında ailesiyle birlikte yaşıyor.

Clayderman bir virüs gibi yayılıyor. Ben kendisini 3 yıl önce tesadüfen keşfettim. İlk önce Youtube’tan Ballade Pour Adeline’sını dinledim. Hayatımda ne yalan söyleyeyim, çok az sanatçının albümünü almışımdır. O günün ertesi günü çıktım ve Taksimden albümünü edindim. Önce kuşku duydum, bazı sanatçılar vardır, bir eser meydana getirirler, daha sonra yaptıkları vasat düzeyde kalır. Fakat Clayderman’ın her icrasından farklı bir lezzet sunmasını çok iyi biliyor. Üç senedir, usanmadan hala onu dinliyorum. Elime bir fırsat geçerse en kısa müddette Fransa’dan Türkiye’de bulunmayanları da edinmek isterim.

Clayderman bir virüs gibi yayılıyor. Dünya’da da durum böyle. Geçen yaz Bulgaristan Varna’da bir otel odasında arkadaşımla oturuyor ve sohbet ediyorduk. Ben Clayderman’dan ona hiç bahsetmemiştim. (Neden bilmiyorum.) Biraz eski bir oteldi ve eşyalar 90’lardan kalmış gibiydi, yo hayır 90’lardan kalmıştı. Yatmaya karar verdik. İkimizin yatağının ortasında eski, uzunca, birkaç istasyonu anca alabilen bir radyo vardı. Düğmesini çevirerek açtım. Spiker Bulgarca bir şeyler söyledi ve ardından Ballade Pour Adelina’yı çalmaya başladı. İbrahim bana doğru yavaşça döndü, yüzümdeki gülümseme ifadesine, uykulu gözlerle cevap vererek, kim bu diye sordu. Ben de doğruldum ve Clayderman dedim, Richard Clayderman.

İbrahim o gün bugündür, geceleri uykuya dalmadan önce bir ninni gibi Clayderman dinleyip duruyor. Aynı durumla Makedonya’da da karşılaştım. Oradaki otelde de buna benzer bir radyo vakası yaşadım. İbrahim artık onu tanımıştı, o kadar mest olmadı ama diğer eserlerini bize dinleme imkânı tanıyan Mekodan radyoculara müteşekkirim. Nitekim böyle anlarda insana bir farklı geliyor, bu tür tesadüfler.

Clayderman’ın kendine ait beste sayısı onca icrası içinde az kalır. Genellikle yorumu ile öne çıkar Richard. Schubert’in Serenada’sını ondan güzel yorumlayan yoktur. Aynı zamanda geçmiş yıllarda klasik eserler kadar sevilen, hit parçaları da ona özgü yorumuyla dinleyicilerine sundu. Mesela Willie Nelson’ın Always On My Mind eserini, mesela Sting’in Everything I Do It for You… İnanının bana, hepsi birbirinden başarılıydı bu yorumların. Gerçekten yorumu ve tarzı, yaratıcılığı kadar Calyderman’ı Richard Clayderman yapan unsurlardan sadece birkaçı.

Onu tanımıyorsanız, sizin için iyi bir iş yapmanın tatmin edici duygusuyla yazımı sonlandırıyorum. Youtube’tan bazı icralarına ulaşabilirsiniz. Sizleri Richard’ın eserini icra ettikten sonra tebessüm ederek dinleyenlerini selamlaması gibi bende klavyemi bırakarak Claydermanvari bir tebessümle sizleri selamlıyorum. İyi dinletiler…

Benim favorilerim:

Unchained Melody(Hayatımın Arka Plan Müziği) (http://www.youtube.com/watch?v=_9RNgVdlC4A)












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder