5 Mayıs 2011 Perşembe

Naçizane

Çalıntı Başlık: Obama, Ladin Rüzgârını Arkasına Aldı.

Uluslar arası ilişkilere ve dış siyasete bünyeden gelen yoğun bir ilgim var. Gazetelerde nedense en çok ilgimi çeken bölümlerde bu sayfalar olmuştur. İç siyasetten nedense hiç hazzetmem. Bu Türkiye’deki şeffaf olmayan siyasetin bendeki etkisi olabilir belki de.

Düşündüm, taşındım arada sırada dış ilişkiler üzerine naçizane bir şeyler karalamaya karar verdim. Bu konu üzerinde uzman bir bilgi birikimim yok. Sadece yazmaktan ve yazarak oluşturduğum gelecek öngörülerinin tutup tutmadığını görmekten aldığım zevk için yazacağım.

bobiler.org(Nickname:lombardo)
Usame Bin Ladin’in Pakistan’da öldürülmesi bana pekte inandırıcı gelmedi açıkçası. Usame belki de yıllar önce öldürüldü ya da öldü. Obama’nın durup dururken böyle bir olayı patlatması da buram buram seçim kokuyor. ABD’nin kimilerine göre kötü giden ekonomisinin gizlenmesi ya da unutturulması için yapılmış bir hedef şaşırtma gibi geliyor bana.

5 Mayıs Radikal Gazetesinde dış siyaset bölümünde yer alan bir ara başlık bu durumu ne güzel de özetlemiş:”Obama, Ladin Rüzgârını Arkasına Aldı.” Ama ne yazık ki Ladin’in bu rüzgârı yerel. ABD halkı bu “zafer sarhoşluğunun” geçmesi ardından Obama dönemindeki başarısızlıklarla yüzleşecek. Fakat şimdilik Obama’ya verilen destek de artmış gibi görünüyor.

Bir Umuttu Hep.

Şalom Gazetesinden alınmıştır.
Diğer bir önemli olaysa Hamas ve El-Fetih arasında Kahire’de yapılan ve düşmanlığa son veren anlaşma. Çok olumlu buluyorum bu mutabakatı. Zaman zaman kızardım Filistin’e, kendi kendini kesen bir ülke, başkası onları kestiğinde itiraza hakkı yoktur. Önce kendi içinde bir olda, sonra İsrail’e çemkir diye düşünürdüm. Şimdi yapılan bu anlaşmayla İsrail’in istediği “kendi içinde bölünmüş Filistin” ideali sekteye uğradı. Fakat bu birleşme o bölgede diyalog yerine yeni bir savaşa sebep olacaksa çok tehlikeli. Ahmet Davutoğlu’da İsrail’in bu noktadaki önceki tutumuna da göndermede bulunarak şöyle bir yaklaşımda bulunmuş:”İsrail barış sürecinin tıkanmasına Filistin’de muhatap bulamama argümanını öne sürüyordu. Şu anda Filistin’de bir birlik var ve muhatap da var.” Eğer İsrail sözde bir barış istemiyorsa, yeni birlik olan Filistin ile olumlu bir ilişki içine girebilir ya da istediği gibi yeniden bir bölünmede yaratabilir bu topraklarda. İsrail’i anlamak güç. Sözleriyle icraatları bu kadar birbirini tutmayan başka bir devlet var mıdır şu dünya üzerinde. Umarım İsrail bu sefer bir önce kurduğum cümlenin haklılığını bana tattırmaz ve yine umarım, İsrail gücünün tadını yeniden çıkartmaya kalkmaz. (Güçlü olan ülkelerin pek de barış ve diyalog yanlısı olduklarına şahit olmadık ne yazık ki.) Bir birlik havası içine giren “yeni” Filistin’in de İsrail’e karşı yıkıcı ve çatışmacı tutum sergilemesi de İsrail’in elini güçlendirir. Şimdi yapılması gereken barışı temin edip, uluslar arası alanda savaş yanlısı tutum sergilemeden gidişata diyalogla yön vermektir.(Tabi, İsrail izin verirse oda ayrı.)İyi kafalara ihtiyacı var bu dönemde Filistin’in, gerillacılara değil.Filistin bunun bilincinde olmalıdır artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder