17 Aralık 2012 Pazartesi

"Ayıptır"


Patriotlar Türkiye’ye gelmeye başladı. Rasmussen’in yaptığı “ayıptır” açıklamasının aksine İran’ın ve öyle ya da Rusya’nın hedef alındığı bir gerçek. Esad’ın sığınacak ülke aradığı ve askeri üslerini bir bir kaybettiği bu son iki aylık dönemde yani yerinde bir teşbihle uçurumun kıyısında olduğu şu anlarda Türkiye’ye herhangi bir askeri müdahalede bulunması hiç ama hiç mümkün değil.

Çocuk mu kandırıyorsun?
İran’ın tepkisi haklı olarak yerinde. Özellikle İsrail’in ülkesindeki istihbarat ve suikast eylemlerine daha da ağırlık verdiği ve vereceği bu aralıkta Türkiye’de konumlandırılan bu füze rampalarının ona yöneltilmiş olduğunun farkında.

Savunma amaçlı ibaresi ise son yüzyıldır çoğu kez şahit olduğumuz üzere bir siyasi söylem. Savunmaya gerek duyulan  ya düşmandır ya da düşman olması muhtemel olan devlettir. Türkiye “bağımsız” politikalar geliştirmesi gereken şu dönemde NATO’nun güdümünde hareket ediyor. Bilhassa kendi bölgesel çıkarlarını, İsrail ve ABD ile çatışmayacak politikalarla kombin edebilmesi ise çok zor görünüyor. Irak-Türkiye  ilişkilerinin gerginleşmesiyle durumu daha da öngörülemez bir vaziyete getiriyor. İran ile Türkiye gelecekte kurulması muhtemel bir Kürdistan konusunda ise çatışabilirler (?). İran’ın kuzeybatısında yaşayan Kürt nüfusun Türkiye’nin doğu sınırları boyunca uzanacak (Suriye-Irak -İran) bir Kürdistan ile birleşebileceği ihtimali imkansız değil.

Türkiye kuzey Ortadoğu’nun yeniden şekillenmeye başladığı bu zaman diliminde bölgesel politikalarını çok uzun projektörler vasıtasıyla yapmalı. İç sorunlarını bu eksende,  gelecek 20 yılı kapsayacak şekilde, farklı senaryolarla kemikleşmiş, sığ iç ve dış politikalardan olabildiğince uzak ele alması gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder