Amerika’da meydana gelen okul katliamında ölü sayısı 28 ve
şimdi tüm dünya bu hazin olayı konuşuyor, yazıyor ve çiziyor. Yaşananlar inanılamayacak
gibi, küçücük çocukları katleden bu caninin açtığı rastgele ateşte sebepsiz
yere can verenleri derin bir hüzün ile anıyoruz. Dünya basını ise bunu
manşetlere haklı olarak taşımış vaziyette. Ancak burada bir değer biçme sorunu ile
karşı karşıyayız. Ölümler arasında bir karşılaştırma yapıyoruz ve birini
kanıksıyor, diğerininse yıllarca tartışıyor, nedenlerini irdeliyoruz.
Fotoğraf: Nicole Tung-(www.globalpost.com) |
ABD’de hayatlarını kaybedenlere üzülüyorum ve ailelerin
acılarını yürekten paylaşıyorum. Fakat Suriye’de hayatlarını kaybeden yüzlerce
çocuk neden yazılı ve görsel basında yeterince yer bulamıyor. Sebebi çok açık,
Orta Doğu’da ölüm artık sıradan, olağan bir olgu. Biz bile bunu artık böyle
görüyoruz. Duyarsızlaştık, normalleştirdik, öyle bir hala getirdik ki en ufakta
olsa nazarımızı çekmiyor, onunla ilgili bir haberle karşılaştığımızda başımızı
çeviriyoruz.
Ölümün olağan kabul edildiği coğrafyalar yarattılar ve biz
de buna uyduk. Yüzyıllarca bir arada yaşadığımız Halep’i, Şam’ı yurt-dışı
saydık. Çağ değişti, yeni devletler kuruldu, koca bir asır ayrı gayrı geçti ama
ortak kültür potasında öyle ya da böyle olduğumuz toplumlara yüz çevirdik.
Şimdiyse ABD’de yaşanan ölümler bizim için Halep’te yaşananlardan daha önemli
oldu. Halep neredeyse ölürken, tarihi yapıları tuz buz edilirken, medeniyetin
doğduğu topraklar hiç edilirken biz İstanbul’daki sıcak evlerimizde Amerikan
dizileri izlemeye koyulduk, ABD’de yaşananları ekranlara taşırken, “öteki”ne
hiç değer vermedik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder